Bağış Yap Gönüllü Ol Yardım Talebi
Etkinlikler Banner Görsel

Günebakan Blog

Günebakan Blog

Gençliğin Sorunları - YKS ve Stres

Lale Pınar ÇORAKLI

Her yıl Türkiye'de milyonlarca genci ve ailesini etkileyen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) adlı önemli bir yaşam olayı mevcuttur. Bu yaşam olayı, psikolojik etkileri açısından son derece önemli olmasına karşın; bazı yönleriyle son yıllarda çok fazla üzerinde konuşulmayan bir konu durumuna gelmiştir. Milyonlarca insanı etkileyen bu sınav, elbette ki en çok liseyi yeni bitirmiş veya mezuniyetten çok fazla zaman geçmemiş, 16–18 yaş aralığındaki gençleri ilgilendirmektedir. Duygusal ve sosyal olarak en dalgalanmalı yaşam yıllarında, gençlerin bir de üniversite ile ilgili olarak stres yaşamaları, onların psikolojik yönlerini etkilemektedir. Görüştüğümüz bütün gençler bizlere bu konudaki sorunları sıklıkla dile getirmekte ve yaşadıkları duyguları, düşünceleri ve çözüm arayışlarını ifade etmektedirler.

İsterseniz YKS sınavı ve bu sınav süreci ile ilgili olarak gençlerin yaşadığı bazı zorlukları gözden geçirelim:

1-) YKS sınavının, liseden sonraki meslek hayatını belirleyecek olması nedeniyle gençler için stres kaynağı olmakta ve gelecek adına endişelerini artırmaktadır.

2-) Sınav sistemi nedeniyle gençler tam bir yarış havasına girmekte; bulundukları rekabet ortamı, gençleri daha da gergin ve huzursuz hale getirerek bu konudaki sıkıntılarını artırmaktadır.

3-) Okula ek olarak dershaneye gitmek zorunda kalınması ve dershane ücretlerinin aşırı pahalı olması nedeniyle, aileler bu dönemde maddi zorluklar yaşamakta ve çocuklarından beklentilerini artırmaktadır. Bu durum, gençler üzerindeki mevcut başarı beklentisi stresini büyüterek onların çözümsüzlük duygularını çoğaltmakta; ayrıca sınava bağlı performans kaygılarını artırmaktadır.

4-) Dershaneye gidemeyen gençler çoğunlukla kendilerini sınava hazırlanma ve kazanma konusunda daha yetersiz ve desteksiz hissetmekte, bu durum da onların çalışma performansını olumsuz yönde etkilemektedir.

5-) Bazı aileler, çevrenin de etkisiyle sınavı “olmak ya da olmamak” gibi algılamakta ve ciddi derecede kaygılı davranmakta; bu kaygı, gençlerin ailelerinin gösterdiği gerginlik ve panikten etkilenmelerine neden olmaktadır. Sonuç olarak, ailenin sınav konusundaki aşırı kaygı ve panik durumu, çocuklarının başarısını artırmak yerine ciddi derecede azaltmaktadır.

6-) Bazı okul, dershane ve ailelerin aşırı başarı baskısı, bazı gençleri “yarış atı” konumuna sokmakta ve onların sınav harici kendi psikolojik yönlerini ikinci plana atmaktadır.

7-) Ders çalışma gerekliliği nedeniyle sosyal ilişkileri ve eğlenme zamanları azalan gençler, bu dönemdeki stres durumundan daha fazla etkilenerek daha tahammülsüz hale gelebilmekte ve psikolojik yönden ciddi gerilim içine girebilmektedir.

8-) Anne ve babanın yüksek düzeyde başarı beklentisi (yani çocuklarının başarabileceğinden daha yüksek bir beklenti), gençlerin sınavı başarmaya yönelik kaygı ve endişelerini önemli ölçüde artırmaktadır.

9-) Sınavı kazanamama durumunda birçok ailenin çocuğuna iş ve meslek imkânı sağlama konusunda zorlanması, gençlerde sınav sonrası için belirsizlik düşüncesi oluşturmaktadır. “Başka alternatif yok” düşüncesi, gerilim ve huzursuzluğu artırmaktadır.

10-) Kendi istediği meslek yerine anne, baba veya çevrenin istediği mesleğe yönlendirilen gençlerde ciddi derecede içsel çatışma oluşmakta ve bu durum sınav performansını olumsuz etkilemektedir.

11-) Olumsuz sınav sonuçları nedeniyle beklediğini ve bekleneni elde edemeyen gençlerde, suçluluk ve yetersizlik duygularıyla birlikte uzun süreli psikolojik zorluklar yaşanabilmektedir.

12-) Ders çalışma ve sınava hazırlanma sürecinin gitgide daha uzun hale getirilmesi (hatta bazı öğrenciler lise 1’den itibaren sınava yönlendirilmektedir), onların yorgunluğunu artırarak çalışma performansını düşürmektedir.

13-) Uzun süre (genelde sene başından sene sonuna kadar) ders çalışmak zorunda kalan gençlerde tahammülsüzlük, çabuk sinirlenme, çabuk yorulma, öğrenme performansında düşme, mutsuzluk, anne-baba ile çatışmalarda artış, uyku ve yemek düzenlerinde değişiklikler görülebilmektedir.

14-) Dershaneye ek olarak okul başarısını da sürdürmek zorunda olan gençlerin başarılı olma kaygısı daha da artarak sınava bağlı zorlukları çoğaltmaktadır.

15-) Çalışma motivasyonunu sağlayamayan gençler, çeşitli bahanelerle sınava çalışma hızlarını azaltmakta ve bu da başarı hedefinden uzaklaşmalarına neden olmaktadır.

16-) O döneme ait dalgalanmalı duygu durumu, sınava çalışmayan arkadaş çevresi, evde uygun olmayan çalışma ortamları, kolay ulaşılabilen ve zaman harcatan kitle iletişim araçları gençlerin günlük ders çalışma motivasyonlarını azaltmaktadır.

17-) Sadece başarı beklentisine odaklanan; çocuğunun o döneme ait zorluklarını dikkate almayan, onu anlamak için çaba göstermeyen, olayın yalnızca tek yönünü düşünen ve çocuğunu psikolojik olarak yalnız bırakan anne babalar, sınav başarısını ve çalışma motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.

18-) Bazı anne babalar, çocuklarını daha başarılı arkadaşları ya da geçmişte başarı elde etmiş kişilerle kıyaslayarak onların başarı kaygısını ve performans anksiyetesini artırmaktadır.

19-) Artan kaygı ve stres nedeniyle bazı bedensel belirtiler (baş ağrısı, mide bulantısı, ders çalışmaya başlayınca uyuklama vb.) ortaya çıkabilmekte; bu belirtiler öğrenme ve ders başarısını olumsuz etkileyebilmektedir.

20-) Muhtemel kötü sınav sonuçları sonrasında bilinçsizce yapılan yargılamalar ve eleştiriler, öğrencilerin sıkıntılarını artırarak anne-baba–genç ilişkilerinin bozulmasına ve sonraki senelerdeki sınav performanslarının olumsuz etkilenmesine neden olabilmektedir.

Unutulmamalıdır ki ideal ve psikolojik yönden rahat bir öğrenme ve çalışma ortamı, öğrencinin başarısını artıracaktır. Her bir genç, kendi kapasite ve yeteneğine uygun bir yükseköğrenim kurumuna girebilir. Öğrenmeyi azaltan en önemli negatif etkenlerden biri, o olayla ilgili yaşanan stres ve kaygı (anksiyete) durumudur.

Bu durumda bir kısır döngü oluşmakta; öğrenci aslında rahat bir ortamda öğrenebileceği birçok şeyi, kaygı ve stres ortamında öğrenememektedir. Bu başarısızlık da onun kaygı düzeyini daha da artırmakta ve giderek bu döngüyle öğrenme kabiliyeti azalmaktadır.

Yukarıda sıraladığımız stres ve kaygı kaynaklı etkenler, performans kaygısı dediğimiz durumu oluşturmaktadır. Ders çalışma sırasında hissedilen stres ve sınava ait yanlış inanışlar, sınav sırasında da etkili olmakta ve normalde yapılabilecek sorular çözülememektedir.

Bütün bunlara ek olarak, anne babalara ve bu konu ile ilgili herkese tavsiyemiz şudur:
Bu sınav süreci ve sınav sonuçlarının öğrenilme aşamasında, öğrencilere mümkün olduğunca psikolojik destek sağlayarak, onların bu sıkıntılı dönemlerinde yanlarında olmak ve olumlu yönlendirmelerle başarı artışının sağlanmasına katkı sunmak gerekir.


Bloglar

1 Temmuz 2025

Geleceği İnşa Ederken: Gençler İçin Meslek Rehberi

DAHA FAZLA

22 Mayıs 2025

19 Mayıs Gençlik Haftası: Türkiye'deki Gençlik ve Dünyadaki Gençlik Arasındaki Farklar Üzerine Bir Bakış

DAHA FAZLA

12 Mayıs 2025

Avrupa Günü’nde Ortak Değerlerde Buluşmak: Günebakan Vakfı ile Umuda Yolculuk

DAHA FAZLA

Günebakan Vakfı’na Gönüllü Ol Bize Katıl

Her insanın eşit yaşam hakkına inanıyorsanız, bizimle yürüyün ve bugün bir adım atın.